Initiatives for Solving the Kurdish Question: A Contradiction or “an Ideological Consistency” of AKP?

Date:

Initiatives for Solving the Kurdish Question:
A Contradiction or “an Ideological Consistency” of AKP?

Introduction 

After almost eleven years of the Justice and Development Party (AKP) rule a comprehensive hegemonic strategy in Turkey can be elucidated. This strategy, which leads to the build-up of a “new Turkey,” extends across the entire spectrum of social, economic, and political cleavages. In this sense, we could also speak of a comprehensive “Kurdish policy” by the ruling party. Under the current circumstances, the analysis of the AKP’s policy concerning the Kurdish question is of particular importance because of the staggering developments regarding the matter that greatly affect the course of the broader Middle East. In order for the ideological background of the AKP’s policy on the Kurdish problem to be decoded, it must first be seen in relation to a broader hegemonic strategy. That is, the policy of the Prime Minister, Recep Tayyip Erdoğan, regarding the Kurdish question should be treated as a specific part of the party’s whole ideological platform and its hegemonic position in the current Turkish political system.

Click here to continue

Nikos Moudouros
Nikos Moudouros
Lecturer, University of Cyprus | Öğretim Görevlisi, Kıbrıs Üniversitesi

1 COMMENT

  1. AKP’ nin yeni ideolojisi.
    AKP Türk ulusalcılığından kurtulma değil, onu biçim değişitirerek devam ettiriyor. Kürt sorunu gibi, Türk ordusu ile anlaştığı ana konulardır bunlar… TC’nin iskeletini oluşturan bütün kurumlar direnç göstermeden bu kırmızı çizgi temelinde kendilerini AKP’ye teslim etmişlerdir. AKP’de kurgulanmaya çalışılan yeni seçmen ve parti kitlesinin ideolojisi, İslamist Ulusalcılık olarak tanımlanabilir. Bunun Kürt halkına vereceği zarar, Kemalistlerin verdiğinden daha az olmayacaktır…
    Aslında AKP, eski genelkurmay başkanı Yaşar Büyükanıt örneğinde olduğu gibi kendisine karşı çıkmayan hiçbir generalle dokunmayacaktı, destekleyenler ise mükafatlandıralacaktı. Kürt halkına kan kusturan çoğu general bugün AKP saflarındadır. TC ordusu bu konuda Dolmabahçe’de AKP ile yapılan ve gizli tutulan belgelere imzasını atmıştır. Bu belgelere göre Kürt sorununda kesinlikle, Atatürk’ün çizdiği kırmızı çizgi geçilmeyecekti. Aynı şekilde, Genelkurmay- MGK’ nin Kürdistan koluna dokunulmayacaktı. AKP bu belgeyle ordu üzerinde hakimiyetini sağlayarak iktidarını sağlamlaştırdı.
    Yeni Türk Müslüman kimliği, yeni Osmanlıcı bir kimlik ve zümre olacaktır. Milli Güvenlik Devleti kodları devletin bütün kurumlarında isim değiştirerek yaşatılacak ve bu yeni ulusalcılık milliyetçi-Osmanlıcı yüzünü her alanda sergileyecektir… Menderes, Özal, Erbakan ve diğer Türk islam sentezcilerin kimliğinin biçim değiştirilerek ikame edilmesi, Müslüman Türk tipi, kemikleşmiş yeni bir insan tipinin yaratılması, AKP’ni şimdiden hedeflediği, özlediği  İslamist Ulusalcılık ideoljisi ile yoğrulan  Neo-Osmanlıcı toplumsal sistemdir. AKP bundan sonra AB karşıtlığını, Batı’ya düşmanlığı resmen yaymaya ve yerleştirilmeye ağırlık verecektir. Yeni Osmanlıcılık geçmişe dair biz özlem, hem de siyaseti yeniden düzenlemek için kavramsal bir çerçeve. AKP gibi İslamcı bir partinin batı tipi bir demokrasi ile ileriye gideceğini sanmak yanıltıcıdır. AKP, Kendisine baktığında Osmanlıyı görüyor. Demokrasi deneyimini de bir yabancılaşma olarak görüyorlar. Sistemi karşısına almadığı sürece, sorun yaratmadığı sürece destek olmaya devam ediyor..
    Osmanlılar, güç ve iktidarlarını, islam dinini araç olarak kullanıp hayata geçirmişlerdir. islam adına savaşma, Halifelik onlar için sonsuz bir iktidar kaynağı idi. Modern sistemlerdeki kompleks yapı yerine, Kuran ve peygamber’in sunduğu doğmalar, karşı çıkılması mümkün olmayan yaptırımlar ve dini hükümleri kullanan deli dolu şehzadeler bile dünyaya dehşet saçabiliyorlardı.
    Osmanlıcı AKP, yeni doktirini sayesinde, büyük bir avantaj elde etmeye çalışıyor. Din, yüzde 50 demektir. Erdoğan yabancı güçlerce kendisine verilen görevi “ecdadı Osmanlı’nın mirasını sürdürme” iddiasıyla Ortadoğu halkları üzerinde neo-osmanlıcı bir politikayla uygulamaya çabalıyor.
    Bu haliyle, Türkiye’yi ele geçirmiş bulunan AKP iktidarından demokratik çözümler beklemek, Kürt halkının sorunlarının çözülmesini beklemek saflıktır. AKP, Kemalistler gibi önce kullanıyor, sonra tekmeyi vuruyor. Kemalistler bunu en açık şekliyle Kürt kırımlarında gösterdiler. M. kemal, önce Kürtler’e Otonomi vaat etti, saflarına aldı, işleri bitince itiraz edeni temizledi. AKP, Kemalistlerin yolunda ilerliyor… Bunu en son Fetullah Cemaati olayında gördük. Ayni şekilde, TC ordusunun çoğu subayıda bu şekilde kullanıldı ve arkasından tekmeyi yediler. Çoğu general, bundan dolayı, ”ihanete” uğradık deyip duruyor, AKP ile anlaşanlar ise ödüllendiriliyor. Güney Kürdistan’a karadan saldırı emrini veren ilk TC generali olma ünvanına ulaşmış Yaşar Büyükanıt, hediyelerini, özel araba ve vilalarını alınca AKP yandaşı olup çıktı… AKP iktidar altında alınan MGK kararları, Kürt kaçakçılarının bombalanması ve bunun MGK tarafından ”devlet sırrı” olarak kabulü, Erdoğan’ın emekli, yaşlı bazı subayları göstermelik olarak tutuklatırması, AKP ‘ nin Kürdistan politikası hakkında da yeterli indikasyonu sunmaktadır…
    Kürt halkı, İslam Kardeşliği Adı Altında Kandırılıyor!
    Bilindiği İslam kardeşliği, Osmanlı ve onun subaylarından olan M. Kemal’in de kullandıkları bir taktik olmuştur… Siyasal Arap, Türk ve Fars Politik İslamcıları, Kürt halkına, diğer bölge halklarına düşmanlık ve lanet okuma kültürünü empoze etmiştir…Kürdistan’da pazarlanan Kemalist ve İslamcı akımlar, genellikle MGK tarafından örgütlenip yönetildiler…
    Kürtleri yoketmek için alınan bütün gizli kararların belgeleri MGK tarafından gizlenmeye devam ediliyor. Sözde sol ve dindar şeklinde ortaya sürülen çeşitli akımların topraklarımızda, İşgalci Türk generalleri ve valilerine bağlı olarak yapmadıkları tahribatlar kalmadı. Türk devlet kültürü ve siyasal Türk İslam kültürünün evlilikleri Atatürk ve Mehmet Akif Ersoy tarafından gerçekleştirildiği bilinmelidir. Mustafa Kemal Atatürk’ün çocukları ile Mehmet Akif Ersoy’un çocukları Türk siyasal egemenliğin mirası için boğalar gibi boğuştuklarını bilmemiz gerekiyor. Kürdistani mücadelede bu noktayı kavramak çok önemlidir. Çünkü ikisi de Kürdistan’ın ve insanlığın katilleridirler. Bu günâhkar ve müstemleke kültürle bizi kardeş yapanlar büyük bir yanılgı içindedirler.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

spot_img

Share post:

Subscribe

Popular

More like this
Related

Interpreting Emerging Finance Capitalism in Turkey

Turkey has been touted as one of the great...

Technological Structure of the Foreign Trade between Turkey and the EU

Technological Structure of the Foreign Trade between Turkey and the...

The Edges of Civilizations: Turkey and India in the 21st Century

Two of the world’s multicultural nations, Turkey and India,...

Mexico and Turkey: Unlikely Similarities in their Geopolitical Situation with Powerful Northern Neighbors

Mexico and Turkey: Unlikely Similarities in their Geopolitical Situation...